Cuma, Aralık 08, 2006

KİME BENZİYORUM SİZCE?

Bakın ünlülerden kimlere benziyormuşum?
Yüzde 50 ve üstü oldykça iyi sayılır.Yani yarı yarıya.Eh bir türlü bana %100 benzeyen birini bulamamışlar.Kimbilir iyice zayıflarsam belki de Hollywood'a başvururum.Yoksa Bollywood'a mı gitsem?Siz ne tavsiye edersiniz?

http://www.myheritage.com

Pazartesi, Aralık 04, 2006

SANAL FITNESS HOCASI

Bir türlü adam gibi diyete başlamak nasip olmadı.Haftanın ayrıntılı postunu daha sonra yazacağım ama öncelikle sizlere daha önceden bilgisayarıma yükleyip kullandığım ve yeniden bulduğum için çok memnun olduğum bir programdan sanal fittness hocası Deniz'den bahsetmek istiyorum.Bu programı bilgisayarınıza indirdiğiniz zaman özellikle de bütün gün bilgisayar başındaysanız uyuşup kalmamamk için sık sık bilgisayar başına uygulanabilecek egzersizleri size sunuyor.Sanal bir fittness hocası yani.Türkçe sürümünü indirmek için:http://www.hillside.com.tr/HillsideCityClub/fitatwork.jsp
İngilizce veya Almanca versiyonu için:http://www.fitatwork.com/?l=e&p=4
Umarım beğenirsiniz.Ben çok beğendim.Kızım da bende bilgisayar başında kendimizi kaybettiğimiz zaman hareket açısından çok yararlı oluyor.

Perşembe, Kasım 30, 2006

KALORİLERİNİZİ HESAPLAYIN

Çarşamba, Kasım 29, 2006

İYİ Kİ DOĞDUN AŞKIM!

Dün eşimin yaşgünüydü.
Hayatında yeni bir başlangıç yapmak için sigarayı bırakmaya da karar verdi.
İnşallah başarılı olur da o aktif, bizler de pasif içici konumundan kurtuluruz .Her sabah ilk işim hava ne kadar soğuk olursa olsun bütün camları açmak ve kül tablalarını dökmek oluyordu bugün ilk defa dökecek bir kül tablası yoktu.Yine de alışkanlık bütün camları açtım.Dün eşime pasta yaptım .Hem yeni yaşını hem de sigarayı bırakma girişimini kutlamak için.Meyvalı ve yağsız bir kekti ama çok lezzetli olduğu için biraz kalın dilimler yemişiz.Bugün ablama da götürdüm o da çok beğendi.O da kilo vermeye çalışıyor ve haftada 3 gün spora gidiyor ama birbirimizi baltalamaya devam ediyoruz.Bakalım ne zaman ciddi ciddi kilo vermeye başlayacağız.Kendime bir hedef seçmeliyim önce.Mesela kurban bayramına kadar 5 kilo veya yılbaşı da olabilir.Geçen sene evlilik yıldönümünü seçmiştim.ama çok da başarılı olamadım tabii.Sonra hadi sevgililer günü olsun dedim.Ama havalar biraz ısınınca bir de bütün gün okulda ve ayakta olunca ister istemez kilo vermiştim.Bu sene de fitili bir ateşleyebilsem gerisi gelecek ama bir türlü olmuyor.Bir gün az yesem ertesi gün bişey çıkıyor fazla yiyorum.Ablamla iddaaya girdik sonunda ilk kilo verene diğeri istediği birşeyi alacak.Bakalım kim kazanacak iddaayı? Posted by Picasa

Music Codes by SongArea.com

Perşembe, Kasım 23, 2006

BU HAFTANIN ÖZETİ!!

adimsayarBirkaç gündür evde tadilat vardı.(Cumartesinden beri).bu yüzden bloğa post yazmaya pek vaktim olmadı.Bir de üstüne üstlük Kıbrıs'tan moralimi bozan bir haber alınca canım pek yazmak istemedi.Oğlum engelli, konuşamıyor ve Kıbrıs'ta özel bir okula gidiyor.Tabii annemlerin yanında yaşıyor.Cumartesi annemler markete girmişler ve onu gelmek istemediği için arabada bırakmışlar ama arabayı da kilitlemeyi ihmal etmemişler.Yaklaşık 10 dakika sonra döndükleri zaman arabanın kapısının açık oğlumun da arabada olmadığını görmüşler.Tabii deliye dönmüş ve adını çağırarak koşa koşa mahallede onu aramışlar.Yaklaşık yarım saat sonra umutlarını kesip polisi aramışlar ve oğlumu tarif edince de onun orada olduğunu öğrenmişler.Konuşamadığı için de birinin gelip onu aramasını bekliyorlarmış.Yolda iki delikanlının onu bulduğunu ve oraya getirip bıraktığını söylemişler.Annem tansiyon hastası bir de koşup onu aramış ve bulamayınca da fenalaşmış.Bana nasıl söyleyeceklerini düşünüyorlarmış.Allahtan ki bulundu.ama ya bulunmasaydı ya başına birşey gelseydi diye düşünmekten kendimi alamadım.Ve tabii moralim sıfırın da altına düştü.Bir de annem rahatsızlanınca iyice üzüldüm.Eh evde bir de ustalar var yani post yazmaya pek de mecalim yoktu.Neyse şimdi annem yavaş yavaş düzeliyor tabii ben de.Geç de olsa yazıp bunları sizinle paylaşmak istedim.
Bu arada moralim bozuk olduğu için başım sürekli ağrıyıp midem bulandı(tansiyonum fırlamış olabilir ama ölçtürmedim) ve diyete hiç uyamadım.Ama az yemeye gayret ettim.Kilo almamaışım ama sadece 100 gr.verebilmişim:-) Eşim moralim düzelsin diye bana bir adımsayar(pedometre ) almış.Daha doğrusu Becel'in promosyonuymuş ama margarine ihtiyacımız olmadığı halde hoşuna gidip almış.Radyolu ve saatli.Hem adımlarını sayıp kaç kilometre yürüdüğünü bulup yaktığın kaloriyi hesaplıyor hem de mesafe hesabı için kendi adım aralığını girebiliyorsun.Ayrıca kalori hesabı için kendi ağırlığını da girebiliyorsun.Ekstra olarak saat fonksiyonu da var.Bize yaklaşık olarak 8 YTL 'ye geldi.Netten araştırdım emsalleri oldukça pahalı.Yürüdükçe bakıp kaç kalori yaktığımı hesaplayıp yediklerimi yakmışmıyım diye bakıyorum.Pazartesinden itibaren(inşallah diyorum) neler yediğimi ve yaklaşık olarak yaktığım kaloriyi buraya yazmayı düşünüyorum.Tabii sonucunda kaç kilo verdiğimi de.Takipte olun.:-))

Perşembe, Kasım 16, 2006

İYİ Kİ DOĞDUN BABACIĞIM!!!

Bugün canım babacığımın doğum günü.Ama ne yazık ki kendisi şu an Kıbrıs'ta ve hiç bir evladı yanında değil.Ama ablamın ve benim kalbim onunla.Ona olan duygularımı buraya yazmak istedim müsaadenizle..
Canım babam,
iyi ki doğdun ve iyi ki benim babamsın.Dünyaya bir kez daha gelebilseydim yine senin babam annemin de annem olmasını isterdim.Ben sizleriden çok memnunum ve sizleri çooookkk seviyorum.Şu an yanınızda değilim ama kalbim her zaman sizinle.sizin de dualarınız bizimle olsun.
Kendinize çok çok iyi bakın.Daha nice yıllara inşallah!!SİZİ ÇOK SEVİYORUMMMM...

Music Codes by SongArea.com

Çarşamba, Kasım 15, 2006

BUGÜN K.K.T.C.'NİN KURULUŞ YILDÖNÜMÜ :-)


Bugün Kuzey Kıbrıs'ın Kuruluş yıldönümü.
Peki bugünlere nasıl gelindi?Kısaca tarihçeye bir bakalım isteseniz:
1960'da Kıbrıs'ta yaşayan Rum ve Türk cemaatleri arasında kurulan ortaklık Kıbrıs Cumhuriyeti yaşanan iç çatışmalar sonucu sürdürülemez olmuş ve 15 temmuz 1974 tarihinde Yunan cuntasının Kıbrıs'da darbe yaptırması sonucu gerçekleşen Kıbrıs Barış Harekâtı'nın ardından gerçekleşen İkinci Barış Harekâtı'nın hemen ardından 25-26 Ağustos 1974 tarihinde BM Genel Sekreteri Kıbrıs'a gelmiş ve toplumlar arasında ikili görüşmelerin başlatılmasını istemişti. İkili görüşmelerde varılan mutabakat gereği nüfus mübadelesi yapılmış ve Rumlar güneye Türkler ise kuzeye geçmiştir. Böylece iki bölgeli ve iki toplumlu bir federal yapı için uygun ortam sağlanmış oldu. 13 Şubat 1975 günü Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin ilanı Doktor Fazıl Küçük tarafından açıklanarak gerçekleşti. Amaç federal bir Kıbrıs Devleti yaratmaktı ancak bu gerçekleşmediğinden 8 yıl sonra Türkler yol ayrımına giderek kendi cumhuriyetlerini kurmak yoluna girdiler.

15 Kasım 1983 tarihinde KKTC'nin ilanı gerçekleşti. Türkiye, Pakistan ve Bangladeş KKTC'yi ilk tanıyan ülkeler olup Türkiye dışındaki ülkeler daha sonra bu tanımayı geri çekmişlerdir. KKTC'nin kuruluş bildirgesini kurucu cumhurbaşkanı Rauf Denktaş okumuştur. Bu bildirge aşağıdaki gibidir.

"Kıbrıs Türk halkının özgür iradesini temsil eden, doğuştan hür ve eşit olan bütün insanların hür ve eşit yaşamalarına inanan, bu inanç içinde, Kıbrıs Türk Halkının kendi kaderini tayin etme hakkını 17 Haziran 1983 tarihli kararıyla dünyaya ilan etmiş olan, ırk, milli menşe, dil ve din gibi farklara dayalı olarak insanlar arasında ayırım gözetilmesini, her türlü sömürgeciliği, ırkçılığı, baskı ve tahakkümü reddeden, Kıbrıs'ta, Doğu Akdeniz'de, Orta-Doğu'da ve dünyada tam bir barış ve istikrarın, huzur ve güven içinde yaşama ve kendi kendilerini yönetmeye hakları olduğuna inanan, aynı adada yan yana yaşamaya mecbur bulunan bu iki halkın aralarındaki bütün sorunları, eşit düzeyde müzakerelerle, barışçı, adil ve kalıcı bir çözüme ulaştırmanın mümkün ve zorunlu olduğu görüşüne sımsıkı bağlı bulunan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanının iki eşit halk arasında ortaklığının bir federasyon çatısı altında yeniden kurulmasını ve sorunların çözümlenmesini engellemeyip, kolaylaştırabileceğine kani olan, iki halk arasındaki bütün sorunların barışçı ve uzlaşmacı bir politika ile çözümlenebileceğine inanan ve bu amaçla müzakereler yürütülmesini yürekten dileyen ve önerilmiş bulunan zirve toplantısının bu açıdan yarar sağlayacağına inanan Meclisimiz, Kıbrıs Türk Halkı adına, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ve 'bağımsızlık bildirisini' onaylar".

Daha sonra yapılan referandum sonucu halk KKTC Anayasasına büyük bir çoğunlukla evet demiştir. Yıllarca süren toplumlararası görüşmelerden bugune değin herhangi bir sonuç çıkmamıştır. En son BM Kıbrıs Çözüm Planı ile iki toplum arasında yeniden birleşme imkânı da referandum'da Türklerin "evet"ine karşı Rumların "hayır" demesi sonucu gerçekleşmemiştir.

Salı, Kasım 14, 2006

SİTEYE MÜZİK EKLEMEK İÇİN GEREKLİ KODLAR:

Sevgili Aysel (obezanne),
arka planına müzik koymak istediğini , bunları nasıl koyabileceğini sormuş.Bunun birkaç yolu var.Elimden geldiğince anlatmaya çalışayım.

En basit Mp3 Player
Online olarak dinleyebileceğiniz bir mp3 dosyası ve başka bir mp3 dosyası. Bu playeri hemen Mp3 linklerinizden önce koymanız için gereken kod:
İnternetten bir sürü mp3 dosyası bulup onların linkini kopyalayabilirsin.Veya kendi dosyalarını:
localhostr, SnapDrive veya FileLodge. a kopyalayıp onların linkini verebilirsin. Bir başka yolu da bu: (resmin büyüğünü görmek için üstüne tıkla)


gereken şarkı kodları ise:

7 Days - Craig David
http://f9.putfile.com/videos/d1-16910434073.mp3

You Promised Me - In Grid
http://f9.putfile.com/videos/b9-1690748049.mp3

U and I
http://f9.putfile.com/videos/17207515241.mp3

Can't Fight The Moonlight
http://f9.putfile.com/videos/17109221651.mp3

What Can I Do
http://f9.putfile.com/videos/17109504983.mp3

My Heart Will Go On
http://f9.putfile.com/videos/17109315546.mp3

Thats Why
http://f9.putfile.com/videos/17919565412.mp3

Without You
http://f9.putfile.com/videos/17109440541.mp3


(Thanks to Jeab-Hulya)

"Bunlar da olmadı diyelim, ya da playerin gizli olmasını istiyorsun:
http://(buraya istediğin müziğin linkini yapıştıracaksın)" AUTOSTART="TRUE" HIDDEN="TRUE" width="128" height="128">Umarım bu linkler işini görür.Sevgiyle kal:-)




Cuma, Kasım 10, 2006

ÖZLÜYORUZ...

Kurtuluş savaşının mimarı ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 68. yılında saygıyla anıyoruz...
İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu “ben” kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur! (1933’teki bir konuşmasından...)

Bugün evimde olduğum halde saat 9'u 5 geçe kalkıp saygı duruşunda bulundum ve sanki atamızı yeni kaybetmiş gibi gözlerim yaşla doldu.Atamızın yanında Dolmabahçe sarayında nöbet tutan mehmetçik de gözyaşlarına hakim olamıyordu ve bütün kameralar onun gözyaşlarına zoom yapmıştı.Keşke yılda bir kere hatırlamasak onu ve görev yapar gibi değil gerçekten içimizden gelerek hissederek onu ansak.
Rahat uyu Atam gittikçe azalsa da hala cumhuriyetine sahip çıkanlar var...

Çarşamba, Kasım 08, 2006

DİYET REÇETEM

Sık sık yazacağıma söz vermiştim ve sözümü tutmaya çalışıyorum.Diyetime tam olarak uyamamakla beraber yavaş yavaş bünyemi alıştırmaya çalışıyorum.>Bugün yine üçkuyular pazarı vardı ve ben ablama gidecektim.Ablam sabah spora gideceğini ve istersem benim de gelebileceğimi söyledi ama pek canım istemedi.Ben daha sonra gittim ve beraber kahvaltı ettik.Sonra pazara indik tabii yürüyerek ama pazarda hemen yanımızdaki bir kadının cüzdanı çalınınca bütün keyfimiz kaçtı ve fazla gezmeden döndük.Bu arada 2 yastık kılıfı daha aldım.Ayrıca fıstık yeşili bir rende ve kızım ve kendime 2 body aldım.
Bugün eşimle nişanımızın yıldönümüydü ve tam teli elime alıp onu arayacaktım ki tel çaldı.Arayan eşimdi.Kullandığı arabaya geri geri giden bir otobüs çarpmış ama sadece maddi hasar varmış(Allahtan).Bütün keyfim kaçtı tabii.Eve gelince o sinirle tatlı birşeyler atıştırdım.Diyet gitti tabii.Sanırım ciddi olarak gelecek hafta başlayacağım.Hangi diyeti uygulayacağımı merak ediyorsanız daha önce uyguladığım (diyetisyenimin verdiği) menüyü sevmiştim, yine onu uygulamak istiyorum.Hatırlatmak için aşağıya tekrar yazıyorum.(Bu arada ablamlar geçen hafta yavru bir siyam kedisi almışlar o kadar tatlı ki anlatamam.Ama resimler pek hoş çıkmamış)
İşte daha önce de uygulayıp başarılı olduğum diyet reçetem:

Kahvaltı:
1 kepekli simit (veya 2 dilim kepekli ekmek)
1/2 domates ve salatalık
4 adet zeytin
20 gr. krem peynir(beyaz) veya 40 gr.yağsız beyaz peynir veya 20 gr. dil peyniri
1-2 bardak yeşil çay veya limonlu açık normal çay

arada:(açlık hissedilirse)
1 elma veya portakal
Öğlen:
90-100 gr. kadar yağsız kıymadan hazırlanmış köfte
(veya diyet ton balığı-1 küçük kutu+20 gr. light mayonez+domates,salatalık ve yeşil biberle hazırlanmış kepekli sandviç ekmeği içinde sandviç)
2 dilim kepekli tost ekmeği
domates-salatalık-biber
1 su bardağı diyet kola

arada:
meyva(yukardakinin aynı)
veya 1 light kakaolu kek vb.
çay veya az yağsız sütle hazırlanmış nescafe

akşam:
4 kaşık etli veya etsiz çok az yağla hazırlanmış sebze yemeği
2 kaşık pilav veya makarna veya kepek ekmeği
100 gr.yağsız yoğurt

gece:
meyva veya 1 bardak sahlep

Gün boyunca bol bol bitki çayı ve özel karışımlı su.Her gün en az 30-45 dk. hızlı yürüyüş, ilk ay 5-10 dk. kondisyon bisikleti

Özel karışımlı su:
1 lt. su içine 2 adet elma, kabuğu ile dilimlediğiniz 2 limon, 1 adet çubuk tarçın, 2 karanfil , 5 dk. kaynatıp gün boyunca süzerek içilecek.

Salı, Kasım 07, 2006

VERMEM GEREKEN KİLO BUYMUŞ:-)


Pazartesi, Kasım 06, 2006

GÜLE GÜLE KARAOĞLAN:-(((


Sabahleyin her zamanki gibi haberleri almak için tv'yi açtığım zaman kulaklarıma ve gözlerime inanamadım.Daha doğrusu inanmak istemedim.Kıbrıslılar için çok özel bir yeri vardır Ecevit'in.Kıbrıs Fatihi diye bilinmesi boşuna değildir.Hastaneye yattığı zaman günler uzadıkça içimizdeki umut da çoğalmış ve hep bir mucize beklemiştik.Ama bugün acı haberle yıkıldık.Hayatıyla ilgili yayınlar yaptı bazı kanallar bazıları ise olağan yayın akışına devam ettiler.60 yıldır ayni yastığa baş koyduğu Rahşan Hanım'la olan büyük aşklarını anlattılar.Gözlerim dolu dolu izledim.Siyasi fikirlerini hiç bir zaman desteklemedim belki ama bir Kıbrıs Türkü olarak onun dürüstlüğünü ve yavruvatanın yardımına koşuşunu hiç bir zaman unutmadım.Başımız sağolsun.
Rahat uyu Karaoğlan:-(

Elele Büyüttük Sevgiyi

birlikte öğrendik seninle
avucumuzda yüreği çarpan
kuşa sevgiyi
elele duyduk kumsalda denizin
milyon yılda yonttuğu
taşa sevgiyi
tırtılları tanıdık seninle baharda
tırtılken daha sevmeyi öğrendik
sevgiden üreyen kelebeği
toprağı evimiz gibi sevdik seninle
birlikte sevdik kuru toprakta
ev kuran köstebeği
köstebeğinden toprağına taşına
tırtılından kelebeğine kuşuna
elele sevdik bu dünyayı
acısıyla sevinciyle sevdik
yazıyla kışıyla sevdik
köy - köy ülke - ülke
gökler gibi sardı dünyayı
yağmur gibi sızdı dünyaya
dünya kadar oldu sevgimiz
elele büyütüp elele derdik
elele derip insana verdik
verdikçe çoğalan sevgimizi

Bülent Ecevit

Cuma, Kasım 03, 2006

KISACA(!) HAFTANIN ÖZETİ...

denizkizi ortumCanlarım ne kadar kızsanız haklısınız.Çarşamba günü eşim işe dönünce hemen yazılarıma döneceğime dair söz vermiştim ama anca cuma günü fırsat bulabiliyorum.Bu arada neler yaptığımı anlatayım da neden fırsat bulamadığımı anlayın.Çarşamba günü niyetim evde oturup evdeki işlerimi tamamlamak ve yazılarımı yazmaktı.Daha çayımı yeni demlemiştim ki ablam aradı ve Üçkuyulardaki Çarşamba pazarına gitmemizi önerdi.Biraz mırın kırından sonra hadi gideyim dedim.Neyse önce ablama gittim ordan kızımn okuluna uğradıktan sonra henüz dinlenemeden (buralara yürüyerek gitmiştim) hemen ablam ve bir arkadaş daha pazara yürüdük.Bir sürü ıvır zıvır aldım birden bire elim doldu.Sonra tekrar ablamın evine gitmeyi (yokuş yukarı yürüyecektik çünkü) gözüm yemedi ve oradan dolmuşa binip eve geldim.
sevimli anahtarliklarimHemen aldıklarımı açıp (koltuklar için polar örtü de almıştım) evdekilere gelince süpriz olsun diye serdim.Kızıma da köpekli anahtarlık almıştım(Kendime de).Sonra yemek hazırlamaya durdum daha yemekleri yeni bitirmiş ortalığı topluyordum ki babası kızını alıp gelmiş.Servisle gelse bir saaat daha geç gelecekti.Sonra yemeğimizi yemiş çayımızı içiyorduk ki eltim eşimi aradı ve eşim araya gitti.Sonra bir baktım yeğenini alıp gelmiş.Kızımın da Türkçe yazılısı vardı bu arada ben ona soru hazırlamış onları çözdürüyordum.gün öylece geçti tek satır yazamadım tabii...Perşembe sabahı kızımı yolculadıktan sonra acele acele kahvaltıyı yapıp yeğenle birlikte ablamla buluşmak için Perşembe pazarının yolunu tuttuk.
koltuk ortum ve yastiklarim
Buradan otobüsle 45 dk kadar sürüyor.Merve(Eşimin yeğeninin adı) Hatay pazarına ilk kez geliyordu ve çok beğendi (Daha önce Kayseri'deydiler tayinleri buraya çıktı).İki gün üstüste pazara gelmek benim için biraz yorucuydu aslında ama kızcağız çok merak ediyordu.Kızıma ve oğluma eşortman takım , eve tül örtüler(Biri Barbie'liydi)kızıma toka, oğluma çorap,dün pazradan aldığım iki hint işi yastığa iki kardeş, renkli çamaşırlar vb. aldım.Merve de çok güzel bir eşortman altı aldı.Ablam fazla bir şey almadı.Bu arada 9 eylül'den bir sınıf arkadaşım arayarak okulu mahkemeye vermek istediklerini benim katılıp katılmayacağımı sordu.Pazardan sonra önce kızımın okuluna sonra da ablamın evine gittik.Orada mikrodalgada meyvalı kek denedim.Çok güzel oldu , sadece 9 dkda yumuşacık lezzetli bir kek oldu.Çayla birlikte yedik.Sonra eşim aradı bizi oradan çünkü yürüyecek hiç halim kalmamaıştı.Eve gelip apar topar yemek hazırladım ve kızımın matematik yazılısı için soru hazırladım.bugün sabah kalktığım zman hafif bir kırıklığım vardı ve banyo yapıp biraz uzandım.Yataktan kalkmayı bir türlü canım istemedi ama sonunda kalkıp yemeğimi pişirken bir taraftan da yazımı yazayım dedim.barbie ortum
Bu arada geçen sene öğretmenlik yaptığım okuldaki öğretmen arkadaşlardan biri beni aradı.Başka bir yerde işe girmiş ve diyetisyen olarak birinin fikirlerine ihtiyacı varmış.Ben yardımcı olabilirmiyim diye sordu.Sonra da telefonu patronuna verdi.Kadın şu anda kaç kilosunuz diye sordu ilk olarak söylemeye utandım.Kaç kilo kaybettiğimi sordu buraya gelin görüşelim dedi.Teli kapattıktan sonra uzun zamandır yapmadığım bir şeyi yapıp gidip tartıldım.Sonuç hüsran tabii.Pazartesinden itibaren diyete yeniden başlıyorum inşallah neler yediğimi buralara yazmaya çalışacağım.Kaç kilo olduğumu da o gün açıklayacağım.Desteklerinizi bekliyorum.

Pazartesi, Ekim 30, 2006

SICACIK BİR PAZARTESİ HİKAYESİ!!!!

Bu hikaye Japonya'da yasanmis gercek bir olaymış; Blog images
Evini yeniden dekore ettirmek isteyen japon bunun icin bir duvari yikar. Japon evlerinde
genellikle iki tahta duvar arasinda cukur bir bosluk bulunur. Duvari yikarken, orada disardan gelen bir civinin ayagina battigi icin sikismis bir kertenkele gorur.Adam bunu gordugunde kendini kotu hisseder ve ayni zamanda meraklanirda kertenkelenin ayagina cakilmis civiyi gorunce. Muhtemelen bu
civi 10 yil once, evyapilirken cakilmisti. Nasil olmustu da kertenkele bu pozisyonda hic kipirdamadan 10 yil boyunca yasamayi basarmisti? Karanlik bir duvar boslugunda hic kipirdamadan 10 yil boyunca yasamak cok zor olmaliydi. Sonra bu kertenkelenin 10 yildir hic kipirdamadan nasil 10 yil yasadigini
dusundu- ayak civilenmisti!! Boylece calismayi birakir ve kertenkeleyi izlemeye baslar, ne yiyor acaba? Sonra nereden ciktigini farkedemedigi baska bir kertenkele gelir agzinda tasidigi yemekle... Inanilmaz!!! Adami sersemletir gordugu manzara. Bu nasil bir sevgi? Ayagi civilenmis kertenkele, 10 yildir diger kertenkele tarafindan beslenmekteydi... Bu hikayeyi ilk duydugumda cok etkilendim ve aralarindaki
muhtemel iliski turunu dusunmekten vazgectim: es, arkadas, sevgili, abi,
kizkardes .......
Teknoloji ilerledikce bilgiye ulasmamiz hizlandikca hizlaniyor. Fakat insanlar arasindaki mesafe, o da ayni hizda birbirine yaklasiyor mu acaba?
SIZI SEVENLERI ASLA TERKETMEYIN, UNUTMAYIN ONLARI.

Çarşamba, Ekim 18, 2006

MERHABALAR!!!!

Sevgili blog arkadaşlarım,
Çok uzun bir süredir bloglarıma ara vermek zorunda kaldım.Bu arada acı-tatlı bir çok olay yaşadım ama yavaş yavaş silkinip kendime gelmeye başladım.Bu arada ramazan dolayısıyla diyetime devam edemiyorum ve yine birkaç kilo aldım ama bayramdan sonra yine başlayıp hedeflediğim kiloya ulaşmaya çalışacağım.Sizler ne durumdasınız henüz bilmiyorum ama en kısa zamanda hepinizin blogların tek tek ziyaret edeceğim.Bu arada saçımı yine değiştirdim. Biraz kestirdim ve önce koyu bir renge boyattıktan sonra üstüne röfle attırdım.Saçımı her değiştirdiğimde ben de yenilenip iyi bir moralle yeniden diyet başlıyorum.
Bu arada İzmir'de havalar aniden iyice soğudu.Ramazan ve oruç dolayısıyle iftardan sonra acaip tatlı yeme ihtiyacı duyuyorum, umarım bunun üstesinden hemen gelirim.Bayrama kadar yazamazsam hepinize iyi bayramlar!!!

Perşembe, Ağustos 24, 2006

Şişmanlık testinde hatalı endeks

Şişmanlık derecesini ölçen Vücut Külte Endeksinin (BMI) hayli hatalı olduğu ve bunun yerine daha kesin bir ölçünün bulunması gerektiği belirtildi.

ABD’deki Mayo kliniğinden araştırmacılar, tıp dergisi Lancet’te yayımlanan makalelerinde, BMI’sı düşük çıkan hastaların kalp krizindenölme risklerinin BMI’sı normal oranlara oranla daha yüksek olduğunu saptadıklarını bildirdiler.

Bunun yanı sıra aşırı kilolu hastaların, BMI’sı normal çıkan hastalara göre kalp sorunlarının daha az olduğu kaydedildi.

Kalp hastalığı bulunan 250 bin kişiyi kapsayan 40 araştırmanın verilerinin incelenmesiyle ulaşılan bu bulgunun, obezitenin bir sağlıksorunu olmadığını ileri sürmediği, ancak 100 yıldır kullanılan BMI testinin güvenilir bir araç olmadığını gösterdiği vurgulandı.

Belçikalı Adolphe Qeutelet tarafından 1830-1850 yılları arasında bulunan Vücut Kütle Endeksi, kilo-boy oranına göre şişmanlık derecesini saptıyor.

Kilo ve boya göre yapılan hesaplamada çıkan 18,5 rakamı zayıflığa işaret ederken; 18,5 ile 24,9 arası normal; 25 ile 29,9 arası aşırı şişman ve 30’un üstü obez olarak kabul ediliyor.

Genel sağlığın kapsamlı bir göstergesi olması amaçlanan BMI, kalp krizi riskinin standart teşhis aracı haline gelmişti.

Lancet’in aynı sayısında yazan Maria Grazia Franzosi de, 4 ayrı testi (BMI, bel-kalça oranı, bel ölçüsü ve kalça ölçüsü) karşılaştıran52 ülkeyi kapsayan bir araştırmanın, kalp krizi riskini en iyi belirleyenin “bel-kalça oranı” olduğunu gösterdiğini bildirdi.

Mario Negri Enstitüsünden Franzosi, “BMI, kardiyovasküler riskin klinik ölçüsü olarak kesinlikle bir kenara atılabilir” dedi.

(ntvmsnbc.com'dan alınmıştır)

Cuma, Temmuz 14, 2006

BİR SÜRE ARA

Bloğumu bu süreler oldukça ihmal ettim biliyorum.Ama biraz daha ihmal etmek zorundayım çünkü yarın eşimin memleketine gidiyoruz ve orada internete bağlanmam pek mümkün olmayacak ama dönünce orada çektiğim resimleri ve yediğim içtiğim herşeyi sizlerle paylaşacağıma söz veriyorum.Orada diyet yapmam oldukça zor olacak çünkü kayınvalidem de görümcem de oldukça güzel hamur işleri yapıyorlar, özellikle de benim çok sevdiğim su böreği... İnşallah fazla bir kilo almadan kurtulurum diye umut ediyorum ama söz veremiyorum:-(En kısa zamanda sizlerle görüşebilmek umuduyla, şimdilik hoşçakalın:-(
Yukardaki resimde geçen hafta sonu gittiğimiz Kula belediye başkanının oğlunun sünnet düğününün kına gecesi bölümünden bir kesit.Yanımda adaşım ve onun kızkardeşi ve kocası var.Benim eşim ise kızımla birlikte görünen.(Bu arada tarih yanlış çünkü digital kameranın tarihini ayarlamamış eşim)

Perşembe, Haziran 22, 2006

DENİZ KENARINDAN(HATTA ÜSTÜNDEN !) MANZARALAR

Hafta sonunda Çeşmealtı'na gidip deniz kenarında balık yedik.Sonra da denizin üzerinde güzel bir gezinti yaptık.Deniz o kadar güzel görünüyordu ki cep telimin kamerasıyla olsun bu güzel manzarayı çekip sizlere göstereyim dedim.amatörce ama idare edin artık:-)

Salı, Haziran 20, 2006

YENİ BLOĞUM "DIET.COM"

Merhaba blog dostlarım!
Bu bloğu bundan sonra sadece kendi yazılarıma ayıracağım.Bulduğum güzel diyet reçetelerini ise daha önce kurup da düzenlemeye fırsat bulamadığım
DIET.COM sitesine koyacağım.Türkçe ve ingilizce olacak büyük ihtimalle.en kısa zamanda yayındayız.ziyaretlerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum.

South Beach diyeti (2)

South Beach diyetinin birinci evresini başarıyla tamamladınız ve ideal kilonuza ulaştınız. Şimdi sıra istediğiniz her şeyi rahatlıkla yiyebileceğiniz 2'inci evrede. Bu evre, ömür boyu sürecek. Yasak listesi yok. Çünkü artık neyi, nasıl ve ne kadar yemeniz gerektiğini biliyorsunuz. South Beach, artık bir diyet değil yaşam biçimi
Eğer birinci evreyi de başarıyla tamamladıysanız, yani ideal kilonuza ulaştıysanız yeni sizle tanışabilirsiniz! Sıra son evrede... Aslında 2'inci evre bir ömür boyu sürüyor. Bu aşamada yiyip yiyemeyeceğiniz besinlerin listesi bile yok. Çünkü artık neyi nasıl ve ne kadar yemeniz gerektiğini biliyorsunuz ve istediğiniz zaman, istediğiniz besini uygun miktarda tüketiyorsunuz. Artık South Beach diyeti, sizin için bir kilo verme programı değil, bir yaşam biçimi haline geliyor. Bundan sonraki 2 yıl, hatta 5-10 yıl boyunca böyle yaşayacaksınız. Ve arada sırada tatlıyı biraz fazla kaçırıp birkaç kilo aldığınızda birinci evreye dönüp fazlalıklarınızı 2 haftada vereceksiniz. Sonra kaldığınız yerden, ikinci evreden devam edeceksiniz. Zaten bu diyet bunun için, yani arada sırada biraz fazla yiyen normal insanlar için hazırlandı. Şimdi... Canınız tatlı çekiyorsa, hiç çekinmeyin.. Afiyet olsun. Siz artık vücudunuzu kontrol etmeyi biliyorsunuz.

İdeal kiloya ulaştınız mı?

İkinci evreye ideal kilonuza ulaştığınızda başlayacaksınız. İdeal kilonuzu ise 'Vücut Kitle indeksi' (VKİ) adı verilen bir ölçüm tablosuna göre belirleyebilirsiniz. Bunun için kilonuzu, boyunuzun metre cinsinden karesine böleceksiniz. Elde ettiğiniz değer sizin VKİ değeriniz oluyor. Eğer bu sayı:
* 20-25 arasındaysa ideal kilonuza ulaştınız demektir,
* 20'nin altında ise biraz kilo almanız bile gerekiyor olabilir,
* 25-30 aralığındaysa aşırı kilolu tanımına giriyorsunuz,
* 30-40 aralığındaysa artık obez bile sayılırsınız.

Örnek:

Boyunuz 1 metre 60 santimse ve 55 kiloysanız şu işlemi yapıyorsunuz:

1.6X1.6/55= 21
21, 20-25 aralığında kalıyor. Yani ideal kilonuzdasınız.

Örnek mönüler
İkinci evrede ara öğünleri istediğiniz gibi seçebiliyorsunuz. Hatta ihtiyaç duymazsanız yemeseniz bile olur.

Alternatif 3

Kahvaltı:
* 1 portakal
* 1 yumurta
* 2 dilim salam
* 1 dilim tahıllı ekmek
* Kafeinsiz çay veya kahve (tatlandırıcı ya da diyet süt ilave edebilirsiniz)

Öğle yemeği
* Ton balıklı salata
* Tatlandırıcılı jöle

Akşam yemeği
* Kızarmış tavuk
* Karışık sebze
* Yeşil salata

Tatlı
* Limonlu Ricotta tatlısı

Alternatif 4

Kahvaltı
* 1/2 greyfurt
* Acılı domates soslu omlet
* 1 dilim tahıllı ekmek
* Kafeinsiz çay-kahve

Öğle yemeği
* Çavdar ekmeğine salamlı, peynirli sandviç
* 1 orta boy elma

Akşam yemeği
* Sığır fileto ızgara
* Kremalı ıspanak
* Mozarellalı domates salatası

Tatlı
* Fıstıklı çikolata tatlısı

Programa uygun yemek tarifleri

Malzemeler:
* 2 demet taze ıspanak
* 1 diş sarımsak
* 1 paket diyet krema
* 2 soğan
* 1-2 çay kaşığı tuz
* 1/4 çay kaşığı karabiber

Soğan ve sarımsağı pembeleşene kadar çevirin. Ispanağı ekleyip 5 dakika pişirin. Ateşi kısıp krema, tuz ve karabiberi ekleyin. Krema eriyene kadar ateşte tutun ama fokurdamasına izin vermeyin.

Bir porsiyonda:
35 kalori, 3 gram protein, 6 gram karbonhidrat, 0 gram yağ, 0 gram doymuş yağ, 282 miligram sodyum, 0 miligram kolestrol, 3 gram lif var.

Malzemeler:
* 50 gram yağsız keçi peyniri
* 1 dilim tam buğdaylı ekmek
* Tarçın

Peyniri ekmeğinize sürün. Üzerine tarçın ekleyin. 2-3 dakika fırına verin.

Bir porsiyonda:
87 kalori, 9 gram protein, 12 gram karbonhidrat, 1 gram yağ, 0 gram doymuş yağ, 347 miligram sodyum, 5 miligram kolestrol ve 3 gram lif var.

HANGİ SAATTE NE YİYELİM?

Aldığımız kilolar tabii ki en çok gün içinde yediklerimizle ilgili ancak önemli bir diğer nokta da bu besinleri hangi saatlerde tükettiğimiz. Çünkü günün belli saatlerinde metabolizmamız çok hızlı çalışırken, geri kalan zamanlarda oldukça yavaş hareket ediyor. Doğru zamanda doğru besinleri aldığınızda enzimler harekete geçiyor ve vücuttaki yağlar çok daha kolay yakılıyor. Ayrıca besinlerin doğru zamanda yenilmesi ile kilo ve hazımsızlık gibi problemler de ortadan kalkıyor. Yani kısacası artık ne yediğimizden çok, ne zaman yediğimiz daha fazla önem kazanıyor.

O zaman hangi saatte ne yiyelim?

Sabah :

Metabolizmanın oldukça hızlı olduğu ve enerji gereksinimimizin de fazla olduğu sabah saatlerinde güne iyi bir kahvaltı ile başlamak gerekir. Kahvaltıda kepekli ekmek, peynir, domates, salatalık hem tok tutmaları hem de besleyici olmalarından dolayı mutlaka tüketilmelidir. İlk yendiklerinde tok tutuyor gibi görünmelerine rağmen sonradan açlık hissini uyandıran bal, reçel gibi şekerli besinlerden uzak durmak ya da çok az miktarda tüketmek gerekir.

Öğle :

Öğlen saatlerinde de vücudun kalori yakma hızı oldukça yüksektir. Bu nedenle günlük enerji ihtiyacımızın üçte ikisini bu saate kadar tüketmemizde yarar vardır. Öğlen yemeğinde et ve ekmek grubu ağırlıklı beslenmek daha doğrudur. Çünkü bu besinlerin kalori değerleri yüksek olduğundan bu saatlerde daha kolay sindirilirler.

İkindi :

İkindi vakti, yani saat 16.30-17.00 civarında kan şekerinde bir düşüş olabilir. Bu nedenle bu öğünde meyve, küçük sandviçler ya da bisküvi ile bunu önleyebilirsiniz. Ancak diyet döneminde bisküvi v.b. yüksek kalorili yiyeceklerin light olanlarını tercih edebilir ya da normal olanların miktarını sınırlayabilirsiniz.

Akşam :

Akşam saatlerinde metabolizma işlevleri yavaşlar. Bu nedenle bu saatlerde fazla aşırıya kaçmadan yemek yenmelidir. Sebze yemekleri, salata, çorba ya da ızgara et gibi kolay hazmedilen besinler küçük porsiyonlar halinde tüketilmelidir. Ancak Türk toplumu olarak akşam yemeklerini çok daha ağır ve fazla miktarda yiyoruz. Yemek sonrası hareket de fazla olmadığı için yediklerimizin tamamı sindirilemiyor ve yakılamıyor. Özellikle bir de akşam yemeğinden sonra sürekli bir şeyler yenmeye devam edildiğinde, durum daha da vahim bir hale dönüşüyor.

Burada önemli olan doğru besinleri seçebilmek. Gün içerisinde herhangi bir öğünü atlamamak gerekir. Çünkü atlanan her bir öğün diğer öğünlerdeki besin tüketimini arttırır. Özellikle sabah ve öğle öğünlerini atlayarak (pek çoğumuzun yaptığı gibi) akşama yüklenmek yapılacak en yanlış davranıştır. Yapılması gereken ise; yiyeceklerimizi öğünlere bölmek ve yüksek kalorili olanları akşama bırakmamaktır.

(ulker.com.tr'den alınmıştır)

Pazartesi, Haziran 19, 2006

South Beach diyeti ile 2 haftada 6 kilo verin(1)

Aradığım diyeti sonunda buldum sanırım.Tv'de izleyip merak ettiğim diyet.Önce bunu uygulayıp kilo veriyorsunuz sonra ikinci bölümde formunuzu korumak için diyet yapıyorsunuz.Özellikle göbeğini bir türlü eritemeyen ben için uygun görünüyor.
South Beach diyetinin daha ilk iki haftasında bel ve göbek bölgenizden 4-6 kilo vereceksiniz deniyor.

Örnek mönüler

Bu mönülerdeki sebzeleri ya da öğünleri aşağıda verdiğimiz listeden yola çıkarak istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Kahvaltıda salam yediyseniz öğlenleri ton balığı ya da beyaz peynirli salata tercih edin. Diğer günlerde tavuklu ya da biftekli salata yiyebilirsiniz.

Alternatif 1

Kahvaltı
* 1 bardak domates suyu
* 1 yumurta
* 2 dilim salam
* Kafeinsiz kahve veya çay (tatlandırıcı ya da yağsız süt ilave edebilirsiniz)

Ara öğün
* 1 dilim yağsız peynir

Öğle yemeği
* Ton balıklı salata (zeytinyağı limon sos ile)

Akşam yemeği
* Tavuk göğsü ızgara
* Patlıcan-biber ızgara
* Mevsim salatası

Tatlı
* Kakaolu Ricotta tatlısı

Alternatif 2

Kahvaltı
* 1 bardak sebze suyu
* Kuşkonmaz ve mantarla hazırlanmış omlet
* Kafeinsiz kahve veya çay

Ara öğün
* 1 dilim yağsız peynir

Öğle yemeği
* Dereotlu karides salatası (zeytinyağı limon sos ile)
* Tatlandırıcılı jöle

Ara öğün
* 2 hindi rulosu

Akşam yemeği
* Sığır fileto ızgara
* Buharda pişirilmiş brokoli
* Domates ızgara (üzerine karabiber ekleyebilirsiniz)

Tatlı
* Bademli Ricotta tatlısı

Bunları yemeyin!

Et
* Ciğer
* Kaburga
* Yağlı etler
* Kanat ve but (hindi/tavuk)
* Ördek

Peynir
* Krem peynir

Sebzeler
* Pancar
* Havuç
* Mısır
* Patates
* Yer elması

Meyve
* Elma, şeftali, armut, greyfurt da dahil her çeşit meyve ilk iki hafta boyunca yasak.

Karbonhidratlar
* Ekmek, pilav, makarna, yulaf ve kek gibi tüm nişasta ve karbonhidratlı ürünlerden uzak durun.

Süt ürünleri
* Yoğurt, süt ve dondurma da dahil tüm süt ürünleri yasak.

Alkol
* Bira ve şarap da dahil tüm alkol ürünleri yasak. Bunları ikinci evrede kullanmaya başlayacaksınız.

Programa uygun yemek tarifleri

Hindi ruloları
Malzemeler:
* 4 ince dilim haşlanmış hindi
* 4 yaprak marul
* 4 halka soğan
* Diyet mayonez
* Karabiber

Mayonez sürdüğünüz marul yaprağının üzerine bir dilim hindi koyun. Üzerine soğanı ve karabiberi ekleyip güzelce rulo yapın ve afiyetle yiyin.

Bir porsiyonda: 54 kalori, 10 gram protein, 2 gram karbonhidrat, 1 gram yağ, 0 gram doymuş yağ, 604 miligram sodyum, 17 miligram kolesterol, 1 gram lif var.

Ricotta tatlısı
Malzemeler:
* 110 gram keçi peyniri
* 1/4 çay kaşığı vanilya özü (veya 1/4 çay kaşığı badem özü)
* 1/4 çay kaşığı limon özü
* 1/2 çay kaşığı kakao)

İşte size akşam yemeklerinden sonra gönül rahatlığıyla yiyebileceğiniz bir tatlı tarifi... Ricotta'yla (keçi peyniri) hazırlanan bu tatlı; bademli, kakaolu, vanilyalı ya da limonlu da yapılabiliyor:

Peyniri, vanilya özünü ve tatlandırıcıyı bir kapta karıştırın. Karışımı bir süre buzdolabında saklayıp soğuk servis edin. Ricottanızı limonlu, bademli ya da kakaolu hazırlarken karışıma vanilya yerine bunları ilave edin. Kakaolu Ricotta'da 5 parça çikolata damlası kullanabilir, karışımın üzerine kahve serpebilirsiniz.

Bir porsiyonda: 178 kalori, 14 gram protein, 7 gram karbonhidrat, 10 gram yağ, 6 gram doymuş yağ, 155 miligram sodyum, 38 miligram kolesterol, 0 gram lif var.

Pazar, Haziran 18, 2006

FORUMA KATILIN

ARKADAŞLAR, artık bir de forum sayfam var.Foruma katılıp düşüncelerinizi benimle ve diğer arkadaşlarla paylaşın.İstediğiniz konularda forum açabilirsiniz ,ama diyetle ilgili olursa sevinirim.Hayırlı uğurlu olsun.

Cuma, Haziran 16, 2006

I created a Slide Show! Check it out!

Salı, Haziran 06, 2006

YIL SONU GELDİ...

Yıl sonu geldi sayılır.Yavaş yavaş okullarda bir telaş, öğrenciler notlarını öğrenme öğretmenler ise not yetiştirebilme telaşında.bugün bütün sınıflarımın notlarını teslim ettim de biraz rahatladım.Okulda öğrenciler sıcağın da etkisiyle iyice gevşediler.Bende ders yapmıyorum.Müzik dinleyip hip-hop vb. gösterileri yapıyor, pastalar, börekler yiyip meşrubatlarla serinlemeye çalışıyoruz.bu gidişle verdiğim kiloları geri alacağım diye korkuyorum.Yemezsem darılıp "Hocam bunu size ayırdım ama "diye zorla yedirmeye çalışıyorlar."Ama çocuklar ben kiloma dikkat etmeye çalışıyorum yemeyim bunları "diyecek oluyorum."Hocam siz çok zayıfsınız siz de yemezseniz artık"diyorlar benim de gururum okşanıp yiyorum.Bana bugün bol bol İsmail Y K'nın "Bombabomba.com" şarkısını dinletip "90-60-90 vücudunuz var "deyip durdular.Neredeyse bende inanacağım.Sizlere 6B sınıfıyla çekilmiş 2 resmimi yayınlıyorum.Kupayı kazanıp bütün madalyaları topladılar.Sonra da madalyaları bir bir boynuma takıp bu resimleri çektirdiler.Bütün yaramazlıklarına rağmen hepsinide çok özleyeceğimi hissediyorum.Şimdiden hüzün basmaya başladı bile.Bu arada kızımın okuma bayramı dün gece yapıldı.O da çok eğlenceli geçti(kendini kandırma'nın kulakları çınlasın!).Kızım önce meslekler bölümünde terziyi canlandırdı.Sonra birkaç arkadaşıyla birlikte"annem "şiirini okudu.Daha sonra ikinci bölümde hem çayda çırada oynadı hemde koroyla birlikte şarkı söyledi.Resimlerini kızımın bloğuna koyacağım.Gösteriden sonra velilerin getirdiği hamur işlerini yedik.Ben ıslak brownie kurabiyesi yapmıştım bir tane bile tadamadım.Herkes çok beğenmiş ikişer üçer tane almışlar.Neyse bende pek yemek istemiyordum zaten.Üstelik de gecenin bir vaktindeydi.Bir gece önce de Urla'da Beygua Restaurant'da okuldan arkadaşım Gökçe'nin düğünü vardı.O da yemekliydi.Yani diyetimi bu hafta çok fazla bozmak zorunda kaldım.Hadi hayırlısı!!!

Pazartesi, Mayıs 29, 2006

BU ARALAR BÜTÜN HABERLERDE :HOLLYWOOD DİYETİ

Bu aralar TV'de hangi kanalı açsam karşıma bu diyet çıkıyor.Özellikle göbeği eritmek ve hızlı kilo vermek için ideal olduğu söyleniyor.Bu sıcaklarda birşey yemeyi canı istemeyip sadece sıvı almak isteyenler kolaylıkla uygulayabilir.Ben de belki merak edip denemek isteyen olur diye buraya eklemek istedim.İşte karşınızda meşhur: HOLLYWOOD DİYETİ !

Madonna, Carmen Electra, Catherine Zeta Jones ve Sharon Stone gibi ünlülerin tercih ettiği ‘Hollywood Diyeti’ne 1 ay boyunca devam edenler 12 ila 16 kilo verebiliyor. Diyetin temeli, sıvı alımına dayanıyor. Haftanın 2 günü üst üste sadece meyve suyu içiliyor. Bu arada günde en az 8 bardak su da tüketiliyor.

Hollywood Diyeti’nin mucidi Dr. Joel Fuhram, ani kilo kaybına karşın diyetin hiçbir sağlık sorunu yaratmadığını belirterek şöyle diyor:

‘Hem de çok sağlıklı’ "Bu diyet, meyve suları sayesinde vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve minerallerin yüzde 75’ini karşılıyor. Ayrıca 2 gün sadece meyve suyu içtiğiniz için, meyvelerin antioksidan özelliği ile vücudunuzu yiyeceklerin, sigara ve alkolün zehirli artıklarından arındırmış oluyorsunuz. Kalan günler sadece salata, pişmiş sebze ve beyaz et yeniyor." İşte ‘mucize’nin formülü:

1. GÜN
Gün boyunca dilediğiniz kadar mevye suyu içebilirsiniz. Bunun dışında yiyecek yok. 6-8 bardak kadar da su için.

2. GÜN
Dilediğiniz kadar meyve suyu için, yiyecek kesinlikle yasak. 6-8 bardak da su için.

3. GÜN
Kahvaltı: 2 dilim kepek ekmeği, 2 dilim yağsız dil peyniri, domates, salatalık, 1 katı yumurta, ıhlamur veya meyve çayı.
Öğle: Limonlu ve çok az zeytinyağı gezdirilmiş bol yeşil salata.
Akşam: 100 gr. yağsız ızgara tavuk eti ve az miktar zeytinyağı ile pişmiş, limonlu 1 tabak taze brokoli.

4. GÜN
Kahvaltı: 2 dilim yağsız dil peyniri, domates, salatalık, ıhlamur veya meyve çayı.
Öğle: Bol yeşil salata.
Akşam: 150 gram mantar ve 2 yumurta ile yapılmış yağsız omlet.

5. GÜN
Kahvaltı: 2 dilim yağsız beyaz peynir, domates, salatalık, ıhlamur veya meyve çayı.
Öğle: Bol yeşil salata.
Akşam: 150 gram ızgara balık eti, yanında haşlanmış brokoli.

6. GÜN
Kahvaltı: 2 dilim yağsız dil peyniri, 1 kaşık diyet reçel, meyve çayı veya ıhlamur.
Öğle: Bol yeşil salata.
Akşam: 150 gram ızgara tavuk, yanında az yağda pişmiş 1 porsiyon kabak.

7. GÜN
Kahvaltı: 2 dilim yağsız dil peyniri, 1 kaşık diyet reçel, meyve çayı veya ıhlamur.
Öğle: Bol yeşil salata.
Akşam: 150 gram balık eti, yanında haşlanmış 1 porsiyon brüksellahanası.


BU KURALLARA DİKKAT!

• Diyet boyunca kırmızı et, şeker, yağ, unlu gıda, baklagiller kesinlikle yasak.
• Akşam yemekleri en geç 18.00''de; daha sonra hiçbir şey yenmeyecek.
• Kremalı, sütlü kahve, alkol yasak.
• Hamileler ve diyabet hastaları bu diyeti uygulayamaz.
• Haftanın 5 günü en az 30''ar dakikalık yürüyüş veya orta tempolu egzersiz yapılacak.
• Bu diyete başladınız mı, 1 hafta devam etmeniz şart.

Perşembe, Mayıs 25, 2006

SON GELİŞMELER!!!!

Biliyorum çok uzun bir ara verdim bloglarıma.Ama çok yoğun çalışıyorum ve havalar da buralarda çok ısındığı için çok çok yoruluyorum.Bu arada ufak tefek kaçamaklar dışında diyete devam ediyor sayılırım.Bu ufak tefek kaçamakların biri anneler gününde biri de Pazar günü yani doğum günümde oldu.Onun dışında birkaç kez üsütüste dışarı misafirliğe gittik ve biraz bozuldu.Bu arada diyetime dondurma(light de olsa) ekletmeyi başardım.Elimde olsa hiçbirşey yemeden sadece dondurmayla yaşayacağım.Bu arada 74,5 kiloya kadar düştüm ama 2 hafta üstüste bozduğum için şimdi (sabah itibarıyle)75.5 kiloyum.Bu arada saçlarımı biraz daha kestirdim çünkü zayıfladıkça yüzüm uzamaya başladı.Pazar günü Pınarshow'un kuklalarıyla birlikte fotoğraf çektirdik orada saçım belli oluyor.Resimlerini kızımın bloğuna ekleyeceğim.Buraya araba fuarında çektirdiğim 1 fotoyu ekliyorum.Bunu çok acele yazıyorum daha gidip yemek yapacağım.Şimdilik bu kadar.Ayrıntılar yakında:-)

Cuma, Nisan 21, 2006

Zayıflamanın yeni formülü: GI Diyeti

Bugünkü Milliyet gazetesinde yayınlanan bir haber ilginizi çekebilir diye düşünerek buraya koyuyorum.Umarım diyetinizi planlarken bu bilgiler işinize yarar.Özellikle trafik ışığı sistemi çok ilginç geldi bana.

Yiyecekleri sindirilme hızına göre sınıflayan "Glisemik İndeks"e (GI) dayanan GI Diyeti, sağlıklı zayıflamak isteyenler için birebir!

"GI DİET" adlı kitap ABD, Kanada ve İngiltere dahil pek çok ülkede en çok satanlar listesine girdi. Rick Gallop'un yazdığı, 10'dan fazla dile çevrilen kitap, açlık ya da mahrumiyet hissetmeden, kalori, karbonhidrat ya da puan hesaplamak zorunda kalmadan kilo vermeyi vaat ediyor. Yiyecekleri sindirilme hızlarına göre sınıflandıran "Glisemik İndeks"e (GI) dayanan GI Diyeti, zayıflamak isteyenlere sağlıklı beslenme kuralları çerçevesinde tavsiyeler sunuyor.
BESLENME ve diyet uzmanı Dilara Koçak, "Glisemik İndeks"i "Kan şekerini yükseltme hızı" olarak tanımlıyor. Koçak, GI Diyeti'nin ana prensiplerini de şöyle açıklıyor: "Bu diyet lifli gıdalar, kabuklu meyveler, kuru baklagiller gibi Glisemik İndeksi düşük besinleri yemeye izin veriyor. Özellikle hipoglisemisi (kan şekeri düşük) olanlarda Glisemik İndeks'e göre diyet yazıyoruz. GI Diyeti bunu tüm insanlara öneriyor."

Trafik ışığı sistemiyle zayıflatıyor

GI Diyeti'nin temel özelliği "herkesin uygulayabileceği bir diyet olması." Bu diyet programı, kolay izlenebilen trafik ışığı sistemiyle doğru yiyeceği seçmeyi kolaylaştırıyor. Yedikleriniz, 'yenmesi yasak olan-kırmızılar', 'izin verilen-sarılar' ve 'yenilebilir-yeşiller' olarak renklere göre sınıflandırılıyor.
GI Diyeti, beslenme alışkanlıklarınızı değiştirerek diyabet ve kalp hastalıklarını engellemenize de yardımcı oluyor. Bu diyet hamur işlerini, şerbetli ve şekerli besinleri ve de rafine edilmiş gıdaları yasaklıyor. Çünkü bu besinler kan şekeri seviyesini kolaylıkla değiştirip yeniden acıkmaya neden olduğu gibi sağlığı da tehlikeye atıyor.

Perşembe, Nisan 20, 2006

KİLOMDA SON DURUM...

Aslında bu yazımı daha önce yazacaktım ama Pazar günü yaşadığım şoktan sonra anca toparlanabildim.1 hafta önce yani 13 Nisan'da diyetisyenimi ziyaret ettim.Sabahtan dersim vardı bu yüzden öğlenden sonra gittim.Ben genelde sabahları aç karnına tartılırım ama orda öğleden sonra tartılmak zorunda kaldım .Yine de 78.7 kg çıktım.Yuppiiii!!!Resim koyamadığım için haftanın yıldızlığına aday olamadım ama en kısa zamanda bu problemi çözeceğim.İlk gittiğim zaman 86 kg idim.Yani tam tamına 7.3 kg vermişim.(Maşaallah!!!)Diyetisyenim çok şaşırdı.Bu kadarını beklemiyordum doğrusu dedi.Tabii o bana evde oturan az hareketli bir ev hanımına göre bir diyet vermişti .Ben aniden hareketlenip işe girmiştim.Diyetime çoğu zaman uymama rağmen ara sıra kaçamaklarım oluyor tabii.Mesela Pazartesi günü bir öğretmen arkadaşımın doğum günüydü ve diyeti biraz bozdum.Bugün de dayanamayıp 1 adet lokma yedim.Okulda öğle saatlerinde hiç boş vaktim olmadığı için (sadece ders aralarında 10 dk. var) pek birşey yiyemiyorum ama sürekli su içiyorum.Eve gelince birşeyler yiyorum.Sonra da sıvı karışımımdan içiyorum.O beni tıkıyor.Akşamları pek fazla birşey yiyemiyorum.Diyetisyenim daha hareketli olduğum için kalori miktarını artıracaktı ama ben orda olanları bile bazen yiyemediğimi söyleyince daha da hafifletti.Listem hemen hemen öncekiyle aynı ama daha az şey var:

Kahvaltı:1 kepekli simit (veya 2 dilim kepekli ekmek)
1 domates ve salatalık
5 adet zeytin
20 gr. krem peynir(beyaz) veya 40 gr.yağsız beyaz peynir veya 20 gr. dil peyniri
1-2 bardak yeşil çay veya limonlu açık normal çay

arada:diyet bisküvi veya kraker
Öğlen:90-100 gr. kadar yağsız kıymadan hazırlanmış köfte(veya diyet ton balığı-1 küçük kutu+20 gr. light mayonez+domates,salatalık ve yeşil biberle hazırlanmış kepekli sandviç ekmeği içinde sandviç)
2 dilim kepekli tost ekmeği
domates-salatalık-biber
1 su bardağı diyet kola
arada:
az yağsız sütle hazırlanmış nescafe veya 1 kupa cappucino(yaklaşık 53 kalori)
akşam:
4 kaşık etli veya etsiz çok az yağla hazırlanmış sebze yemeği
2 kaşık pilav veya makarna veya kepek ekmeği
100 gr.yağsız yoğurt
veya 40 gr. nesfit ve 125 ml yağsız süt
veya meyvalı yağsız yoğurt
gece:meyva

Yeni gelişmeleri size en kısa zamanda bildireceğim.Hepinize sevgiler ...

Pazartesi, Nisan 17, 2006

MEDYADAKİ YAZIMIZ(HENÜZ GÖRMEMİŞ OLANLAR İÇİN)!

Evet sonunda bu da oldu.Medyaya malzeme olduk.Pazar günü son gelişmeleri yazmak için bloğumu açtığım zaman bir arkadaşımızın yazısıyla karşılaştım.Önce onun verdiği linklere tıklayarak hakkımızdaki yazıları okudum sonra da gidip bir gazete alarak resimli mi basmışlar diye kontrol ettim.Hiç böyle birşey beklemediğim için öncelikle şok oldum tabii.Yazıyı merak edenler varsa buyursun:

Diyet kardeşliği

Sibel ARNA (HÜRRİYET PAZAR)

Adres: diyetkardesligi.blogspot.com. Tıkladığınızda karşınıza şöyle bir yazı çıkıyor: "Bizler diyet yapan kişileriz. Amacımız bu süreçte birbirimize destek olabilmek. Dünyanın her yanında blogunu Türkçe yazan ve diyet yapan herkese açığız.


Aramıza katılmak isterseniz, diyetkardesligi@gmail.com adresine blogunuzun adresini postalayın. Sadece dayanışma ve paylaşım için birlikteyiz." Diyet kardeşliği blogu, aralık ayında açıldı. Şu anda 70 tane üyesi var. Hepsi blogger, hepsi diyet yapıyor. Diyet reçetelerini, kalori cetvellerini, hafif yemek tariflerini paylaşıyorlar. Şişmanlara has sorunlara çözüm buluyorlar. Mesela tombul bacaklılar için çizme üreten ayakkabıcıdan bahsediyorlar. Kimin kaç kilo verdiğini ya da veremediğini herkes biliyor. Cep telefonlarıyla tartının fotoğraflarını çekip bloglarında yayınlıyorlar. Bir hafta içinde kim en çok kiloyu verirse onu, "Haftanın yıldızı" seçiyorlar.

KARDEŞLİK PROJESİNİN LİDERİ

Diyet kardeşliği blogunun fikri Elif Doğan'a ait. Doğan 27 yaşında bir ilkokul öğretmeni. İstanbul'da yaşıyor. 14 yaşından beri diyet yapıyor. Çok hızlı kilo alıp veriyor. Bir yıl 55'ken ertesi yıl 100 kilo olabiliyor. Blog yazmaya "iamxtralarge.blogspot.com" sitesini açarak başladı. Çok uğraşmasına rağmen bir türlü 90 kilonun altına inemeyince, "Bir gün 90 kilonun altına inersem tekrar yazarım" dedi ve sustu. Diyet kardeşliği fikri tam da bu zamanlarda aklına geldi. Bu zorlu sınavda insanların birbirlerine yardımcı olması gerektiğini düşündü. diyetkardesligi.blogspot.com'u kurdu. Türkçe yayınlanan bütün blogları okudu, diyetle ilgili olanlara mesaj yolladı. Diyet kardeşliğinden bahsetti, üye olmalarını sağladı. Şu anda 70 üye var. Elif Doğan, diyet kardeşliği blogunun www.diyetkardesligi.com adresinde bir siteye dönüşeceğini söylüyor. Ve açtığı diğer siteleri şöyle anlatıyor: "Diyet yemek tarifleri yazdığımız bir blog var. hafiftatlar.blogspot.com. O da yakın zamanda www.hafiftatlar.com'a dönüşecek ve kapsamlı bir diyet sitesi olacak. Bir de inceldikce.blogspot.com var ki, bu site bizim iletişim sitemiz. Diyet kardeşliğinin muhabbet mekanı yani..."

Yazar: Fatoş

http://fatosfatos.blogspot.com/

Kilo verirsem Mömo bana bilezik alacak Ankara'da yaşıyor.

4 Mömo'yla bol ödüllü ve kilo vermeli bir sözleşmeye imza attık. Sözleşmemize göre, 5 ayda 25 kilo vereceğim. Eğer becerirsem, Mömo bana her ay o beğendiğim bilezikten bir tane alacak.

4 Spor yapmak için salona gidecektim. Ama internette dolaşırken Çin pilavının tarifini gördüm. Sonra... Tamam kabul ediyorum, suçluyum:(

Yazar: Hülya

http://benimdiyetim.blogspot.com/

Lahana çorbamı içemedim İzmir'de yaşıyor. ODTÜ kimya mezunu. Kıbrıslı.

Pazartesi lahana çorbası diyetine girmiştim. Salı günü Sevgililer Günü idi. O gün eşime onu şok edecek bir süpriz yapmak istedim ve kuaföre giderek kendimi tamamen değiştirdim. O akşam eşim özel bir şey planlamadığı ve beni görünce tamamıyle şok olduğu için annemlerle kutladık. Tabii lahana çorbamı içemedim.

Yazar: Hello Kitty

http://sevimlitombullar.blogspot.com/

Şişmanları ancak şişman olanlar anlar

İngiltere'de yaşıyor. Sloganı, "Sabır sabır ya sabır." Kendini şöyle anlatıyor: "1.53 cm boyunda, 100 kiloyum. 28 yaşındayım. Evliyim. Eğer ideal kiloma ulaşırsam hamile kalmayı istiyorum."

Şişmanları ancak şişman olanlar anlar!!! Depresyona girip yemenin, sevinip yemenin, üzülüp yemenin, regl öncesi yemenin, çabuk acıkmanın, iradeye sahip olamamanın, nasıl şeyler olduğunu zayıf veya ideal kiloda olanların anlamaları çok zor!

Yazar: Ece23

http://www.blogcu.com/yengecinsanalgunlugu/

59 ne hoş geliyor

26 yaşında. Bursa'da yaşıyor. 4 yıllık evli. 71 kilo olduğu için çocuk düşünememekten yakınıyor.

Uzun zamandır 65'in altına inmedim, ama hatırlıyorum, geçen sene ağustosta "59" olmuştum. Yaaa, 59 ne hoş geliyor, hem kulağa hem bedene... İpincecik oluvermiştim sanki. Herkesler hayran kalıvermiştiler bana.

4 İki çocuklu manken gibi anneleri etrafımda görmek beni daha da mutsuz ediyor.

Yazar: Obez Anne

http://obezanne.blogspot.com/

Taştan biraz yumuşak her şeyi yerim

33 yaşındayım, iki çocuğumun başındayım. Şu anda kilom 80 küsür (küsuratın ne önemi var canım.) Hem ev kadını, hem iş kadını, hem anne, hem eş, üstüne üstlük bir de obezim.

Anket yaptılar. En sevdiğim dört yiyeceği sordular. Benim gibi bir obeze bu sorulur mu? Taştan biraz yumuşak her şeyi yerim.

Yazar: Yoyo İnsanı

http://yoyoinsani.blogspot.com/

Yoyo insanı olmak demek

Yoyo insanı olmak, yıllarca rejime başlayıp bazen başarılı olup bazen başarısız olmayı gerektirir. Sözde bilinçli olanları bile, tombiklik, rejim, özgüven döngüsüne kapılıp "Allahım napıyorum ben böyle?" noktasına gelebilirler. Su şişesiyle bütünleşik bir yaşam, civardaki tüm yerlerden yemek siparişi verilebilen bir telefon defteri ve pazartesilerden nefret etmek en belirgin özellikleridir.

Yazar: Tontontombo

http://www.tontontombo.

Bana hakaret edin, beni aşağılayın

30 yaşında. 2 çocuk annesi. Yengeç burcu.

Pazar gecesi eşime yaptırdığım 2 hamburger ekmeğine karışık tost yedim ve çok utanıyorum kendimden. Bana hakaret edin, beni aşağılayın, rezil olayım buralarda.

KRİZ BAŞLADI. GÖZÜM AYDIN. Bu regl dönemleri başımın belasıdır oldum olası zaten. Eve gelirken neden çikolata almadın diye eşimle kavga ettim. Bir de adama demişim ki, aman hayatım eve abur cubur sokma, bak dayanamam yerim. Yazıklar olsun bana, utanmadan adamla kavga et bir de.

Yazar: Die or diet

http://die-or-diet.blogspot.com/

Yardım edin bana

22 yaşında. İstanbul'da yaşıyor.

4 Evet ikinci günün son saatlerindeyim. Hálá hiçbir şey yemedim. Kilo 62.6 oldu.

4 Niye hep böyle oluyor? Tutamıyorum boğazımı... Yedim işte yine yedim. Kendimden soğuyorum yedikçe.

4 Toplam iki koca tabak makarna ve bezelye yedim... 4 kare de çikolata!!! Yardım edin bana ya...

Yazar: Prugna

http://prugnaplum.blogspot.com/

Leblebiyi almak için eğildim ve caaart

İstanbul'da yaşıyor. Vazgeçemeyeceklerini şöyle sıralıyor: Kahve, çikolata, peynir çeşitleri ve mor olan her şey.

4 Açık pembe, fitilli kadife, düşük bel, paçalar hafif bol, 40 beden. Çok severdim. Bu sabah onu giymeye karar verdim. Fermuarını ve düğmesini kapatmak için yatağa uzanmam gerekti ama oldu üstüme. Mutfağa gittim, lay lay looom diye. Kahvaltı ederken halının üstünde bir leblebi tanesi gördüm. Nasıl düşmüş oraya, Prugna nefret eder böyle şeylerden. Fıstık yeşili güzelim sandalyemdem kalktım, leblebiyi almak için eğildim ve caaart, pembişimin kıçı patladı, boydan boya... Önce gülme krizi tuttu, sonra ağlamaya başladım.

Yazar: Arımaya Silgisi

http://arimayasilgisi.blogspot.com/

Amerikalılar sağolsun

21 yaşında. Öğrenci. Amerika'da yaşıyor: Sağolsunlar yağsız, kalorisi düşük mayonez çıkarmış Amerikalılar. Amerika'nın en sevdiğim yönü, yağsız cipsdir, yağsız-şekersiz dondurmadır, bol miktarda mevcut.

Yazar: NK

http://aglayannar.blogspot.com/

Artık kendimle barışık değilim

Yaşı 38: Yüzyıllardır şişmanım. Yıllardır kendimle barışık oldugumu söyledim. Hatta herkes söyledi. Ama artık bundan emin değilim. Zayıf olmak istiyorum. Otobüste, minübüste insanların yanımdan kalkıp başka yerlere gittiğini görmekten utanır oldum. Hiçbir yere sığmıyorum artık. Çok mutsuzum. Çok mutsuzummm.

Yazar: CaLoricoLic

http://caloricolic.blogspot.com/

Boğaz tutulmamı gerçekleştiriyorum

Diyete başladığında 72 kiloydu. Şimdi 65. Yaşı 23: "1.68cm boyunda, üniversite son sınıf öğrencisi, kendini bildi bileli rejim yapmaya çalışan biri. Niye caLoricoLic? Çünkü alışveriş yaparken, bir şey yerken içerken, her bir şeyde kalorilere hastalık boyutunda bakmadan duramayan biri!.."

4 Dün okulda neredeyse kilo verdiğimi farkedip tepki vermeyen kalmadı. Herkes şaşkınlıkla eriyip gidiyorsun, ne kadar çok kilo verdin dedi. Hiç ummadığım kişiler bile. Ama illa bi densiz çıkacak ya o da kalkıp şey dedi: "Evet bayağı zayıflamışsın, üstte bişi kalmamış ama kusura bakma da arkadan bakınca aynen duruyor." Salak benim totoma laf etti.

4 1 Nisan itibari ile boğaz tutulmamı gerçekleştiriyorum. Zor saatler atlattım dün. Buzdolabı kapağı defalarca açılıp açılıp kapandı ama sonuçta elim boş durmayı başardım.

Yazar: Biyonik Kedi

http://biyonikkedi.blogspot.com/

Allah dert vermemiş, kıç-baş uğraşıyoruz

Evli, iki kızı var. Öğretmen. 34 yaşında. Muğla'da yaşıyor.

4 Ulan diyorum, "Amaaaan Biyonik, boşver, hayat kısa, iyi yaşa lan." Geberip gideceğiz bu dünyadan. Varsın kefenim 38 beden değil, 46 beden olsun. Varsın tabutumu 6 değil, 10 kişi taşısın. Ama mezar taşımda, "Rahmetli hep diyetteydi, ama bakın, O da geberip gitti" yazmasın diyorum. Fakat sabah pantolona küfeyi zor sığdırınca, "Yok anam yok, yarın kesinlikle diyete başlıyorum" diyorum. Böyle bir kısır döngü işte. Anasını sattığımın dünyasında, Allah dert vermemiş, kıç-baş uğraşıyoruz herhalde. Bilmem ki?

Yazar: Crystal

http://crystalsdreams.blogspot.com/

Tıp dilinde YUH diyoruz

İstanbul'da yaşıyor.

4 Paylaşım kısmı tamam ama diyet olayına çözüm olmadı benim bu blog. Ben diyet işinde çok fena çuvalladım.

4 Korkunç tablo tartının ekranına yansıyıverdi hemencecik. Doktorum konuyu şöyle özetledi efendim: Sevgili Kıristıl, biz buna tıp dilinde YUH diyoruz. Koptum ben, sinirden gülüyorum, kahkahalar durmuyor bende, krize girdim.

Yazar: N-lightening

http://n-lightening.blogspot.com/

Diyetisyeni bıraktım inada geldim

4 Diyetisyeni bıraktım ya, inada geldim acayip. Salak, sen beni zayıflatamadın, ben kendim zayıfladım, demek istiyorum!

4 Canım deli gibi tahinli kurabiye çekiyor! Eve gidip yapmaktan korkuyorum arkadaşlar. Yemekten kalktığımda üstüne tatlı bir şey yemezsem yemeğin bittiği sinyalini almıyor vücudum. Hani 21 günde alışılıyordu? İki aydır alışamadı gitti benim vücut!

Yazar: Alone Girl

http://www.evdekalmis.blogspot.com/

Benimkisi genetik

4 Aslında çok şişman değilim sadece hamile zannedilebilecek bir göbeğim var. Üstüm ve altım ince. Annemin de kendinden önce köşeyi dönen bir göbeği var yani benimkisi genetik.

4 Her akşam, bir sonraki sabah için, tamam yarın başlıyorum diyorum. Öğleye kadar iyi kötü idare ediyorum. Ama öğleden sonra yine bende olay bitiyor. Her yemekten sonra pişman oluyorum. Sevgili de yok. Daha çocuk da doğurmadım.

KARDEŞLİĞİN 2 ERKEK ÜYESİ

Yazar: Türk Kası

http://turkkasi.blogspot.com/

Diyet yapan liseli kızlar gibiyim

30 yaşında. Diyet yapmaya karar verince bu blogu açmış. 7 Aralık 2005'de 88 kilo ile başlamış. Şu anda 83,5 kilo.

4 Bugün aramızda yaklaşık 45 kiloluk bir fark olan sevgilimin ve pantolonlarımın zorlamalarına boyun eğip diyet yapmaya başladım. Diyet ile olan tek ilgimin ölüm ile sonuçlanan, bir haftalık salata kürü olmasını tamamen gözardı ederek baskülün huzuruna çıkıyorum. Aslında diyet dediğim şey de öğün başına yediğim bir ekmeği azaltıp yarım ekmek yapmaktan ibaret.

4 Adım adım ilerliyorum. Bugün "diyet yapan 41 kiloluk liseli kızlar" gibi yarım kilo vermiş olarak güne başladım. Ve artık böylesine küsürat sayılabilecek değişimlerden bile zevk alan bir bünyeye sahibim.

Yazar: Uludobi

http://uludobi.blogspot.com/

Göbeğimdeki yağlar uykumda beni kovalar

Boyu 1.89 cm, kilosu 111 kg. Yaşı 26. 30 kilo vermek zorunda olduğunu söylüyor.

4 Diyetteyim. Uludobi gururla sunar. Göbeğimdeki yağlar, uykumda beni kovalar.

Cumartesi, Nisan 08, 2006

ARTIK BİR İŞİM VAR!!!

(BURADAKİ RESMİMİ GAZETELERE ONU DA YAYINLARLAR DİYE KALDIRMAK ZORUNDA KALDIM.KUSURA BAKMAYIN!!!)
Uzun bir aradan sonra yine bloğuma yazabiliyorum.Bu arada diyeti mümkün olduğunca bozmamaya çalışsam da iki hafta sonu üstüste bozdum ama Pazartesi yine devam ettim.Diyet kardeşlerimin bazı soruları oldu bu arada öncelikle onlara cevap vereyim.Diyetisyenimle ilgili sorular gelmişti önce.Diyetisyenim eşimin işyerinin diyetisyeni aslında ve dışardan hasta kabul etmiyor.Ben eşimin adına gidiyorum.Ücretini de tam olarak bilemiyorum çünkü eşim kendisi ilgilenecekti o konuyla.Ama şirkete özel bir fiyat olacaktır herhalde.İsteyen olursa sorabilirim.Kendisi Gaziemir’de.Adı Dilek Başaran.Kendisiyle ayda 1 kere görüşebileceğiz ama bu arada istediğim zaman kendisini arayabileceğim.
Bu bloğun adresini ona vereceğim.Zaten Diyet kardeşlerinden de bahsettim çok hoşuna gitti.Sizlerin bloklarını da buradan ziyaret edebilir böylece ve öneriler bırakabilir.Kendisine rica edeceğim.
Tam olarak 13 Mart’ta başladım diyete.Ayda yaklaşık 4-6 kg arası vermemi bekliyor.Tekrar 13 Nisan’da gideceğim eğer bir aksilik olmazsa.Kilomu da o gün açıklamak istiyorum size.Verdiği diyete elimden geldiğince uymaya çalıştım ama arada dayanamayıp bozduğum oluyor.Bunları ona söyledim.Ama çok kızdığını söyleyemem.Ne de olsa ben kendi iyiliğim için kilo vermeye çalışıyorum.Onun fazla kazanacağı birşey yok.Sizlere söylediğim karışımı yaklaşık hergün içmeye çalışıyorum.Yeşil çay pek sevmediğim için ben sade suyla yapıyorum.Bir de iki limonla olunca çok ekşi olduğu için tek limona düşürdüm.Bu sıvı yağları yakıyormuş.Bunu hazırladığım çaydanlık yaklaşık 3mm. kalınlığında kireç kaplıydı.Bunu kaynattığım ilk gün bir baktım pırıl pırıl olmuş.İçimizi de böyle temizliyor herhalde.Bir nevi por-çöz değil de yağ-çöz(!).Bir de sanırım iştah kesiyor.Bundan birkaç bardak içince listedeki şeyleri zorla yiyorum.Öğle yemeğinden sonra içmeye başlıyorum genelde.Akşam üstü canım hiçbirşey yemek istemiyor.Yalnız spor olayı sadece yürüyüşle sınırlı kaldı şimdilik.İlk 1 hafta her gün en az 10 dk. bisiklete zorla da olsa bindim, ama bu aralar bahar yorgunluğu mudur nedir bir halsizlik var üzerimde.Diyetisyenden gidince ekstra vitamin falan isterim belki de.
Bu günlerde hayatımda bir değişiklik oldu.Geçen hafta İngilizce öğretmenliği yapmam için beni aradılar.Bu hafta işlemlerimi tamamlayıp okula başladım.Okul bana yakın sayılır, ama oldukça tepede olduğu için 2 vasıtayla gitmem gerekiyor.Bazen vakit olunca bir vasıtalık yolu yürüyerek gitmeye çalışıyorum.Öğrencilerim çok yaramaz.4-5-6 lara İngilizce öğretmeye çalışıyorum.Öğretmenleri dayanamayıp tayin istemiş.6.sınıflarla başım dertte.Hiç dinlemiyorlar.Bütün gün bağırıp durmak zorunda kaldım.Ders araları sadece 10 dakika.Yemek yemeğe pek vakit bulamıyorum.Sadece bol bol su içiyorum.Eve gelince öğle yemeğimi 3 gibi filan yiyebiliyorum.Tabii akşam yemeği için pek fazla iştahım kalmıyor.Daha bu ilk haftamdı.Gelecek hafta sınav yapacağım.Bakalım ne olacak? Çok uzun yazıp sizi sıkmak istemem.13 Nisan’dan sonra size sonuçları bildiririm.Bu arada belirteyim aldığım kıyafetler artık bana oluyorçKeşke daha küçük alsaydım.Aslında bu haftanın yıldızı ben olabilirim! bunu haftalık değil de aylık yapalım.ayın belirli bir günü olsun mesela.Ne dersiniz?
Sarı saçlı resmimi bir türlü fırsat bulup yayınlayamadım size.Bir tane cep telle çekilmiş olanı buraya yükleyebildim sonunda .İdare edin artık.Zayıflayınca daha güzelini koyarım. Diyetisyenimin yeni önerileri olursa sizinle hemen paylaşmaya çalışacağım.Sağlık ve Sevgi hayatınızdan eksik olmasın.

Perşembe, Mart 23, 2006

BU İNŞALLAH SON DİYETİM OLUR!!!

Sevgili dostlarım,
epeyce uzun bir süredir bloğuma yazamadım.Bu arada diyetime devam ediyorum.Kısaca size bu sürede neler yaptığımı anlatayım isterseniz.İlk olarak bir diyetisyene gittim.Orada kilom 86 çıktı ve şok oldum.Bir çok yerimden ölçümler alındı ve vücudumdaki kas-yağ-su oranı ölçüldü.Kan tahlili vb. bir sürü test yapıldı.Yeme alışkanlıklarım öğrenilerek ona göre bir yeme listesi verildi.(Diyet listesi özellikle demedim çünkü diyetisyenim bundan özellikle kaçınıyor.Eğer diyet listesi olarak adlandırırsam buna uymamak için elimden geleni yapacağıma inanıyor çünkü) Günümün ne kadar hareketli geçtiğini öğrenerek ona göre çeşitli hareketler önerildi.mümkün olduğunca buna uymaya çalışıyorum.Her hafta başında kilomu ölçerek bunu bir yere kaydetmemi istedi.Kendisiyle ayda bir görüşeceğiz çünkü.Günde 1 lt su bile içmediğimi keşfederek bana özel bir karışım hazırlayarak bunu mutlaka gün içinde tüketmemi önerdi.Metabolizma düşmanı şok diyetlere asla itibar etmememi ve kilolarımı yavaş yavaş ve kalıcı bir şekilde vermemi hatırlattı.Aslında birçoğu zaten bildiğim şeylerdi ama şimdi kendimi daha bir sorumlu hissediyorum ve daha dikkatli yiyorum.Her gün yediğim şeyler az çok aynı.Çok az şey değişiyor.Arada çok ufak kaçamaklar yapmama bile izin verdi.(1 top diyet dondurma, 1 bardak suyla hazırlanmış sahlep , 1 kare bitter çikolata gibi.)Meseala örnek bir öğün vermem gerekirse:
Her sabah aç karnına oda sıcaklığında su içilecek içine kabuğu ile birlikte kesilmiş bir adet limon atılacak.
Kahvaltı:
1 kepekli simit (veya 2 dilim kepekli ekmek)
1/2 domates ve salatalık
4 adet zeytin
20 gr. krem peynir(beyaz) veya 40 gr.yağsız beyaz peynir veya 20 gr. dil peyniri
1-2 bardak yeşil çay veya limonlu açık normal çay

arada:(açlık hissedilirse)
1 elma veya portakal

Öğlen:
90-100 gr. kadar yağsız kıymadan hazırlanmış köfte
(veya diyet ton balığı-1 küçük kutu+20 gr. light mayonez+domates,salatalık ve yeşil biberle hazırlanmış kepekli sandviç ekmeği içinde sandviç)
2 dilim kepekli tost ekmeği
domates-salatalık-biber
1 su bardağı diyet kola

arada:
meyva(yukardakinin aynı)
veya 1 light kakaolu kek vb.
çay veya az yağsız sütle hazırlanmış nescafe

akşam:
4 kaşık etli veya etsiz çok az yağla hazırlanmış sebze yemeği
2 kaşık pilav veya makarna veya kepek ekmeği
100 gr.yağsız yoğurt

gece:
meyva veya 1 bardak sahlep

Gün boyunca bol bol bitki çayı ve özel karışımlı su.Her gün en az 30-45 dk. hızlı yürüyüş, ilk ay 5-10 dk. kondisyon bisikleti

Özel karışımlı su:
1 lt. su içine 2 adet elma, kabuğu ile dilimlediğiniz 2 limon, 1 adet çubuk tarçın, 2 karanfil , varsa 2 poşet yeşil çay koyarak 5 dk. kaynatıp gün boyunca süzerek içilecek.
Sizlere sonuçları en kısa zamanda yazacağım.
Sağlık ve Sevgiyle kalın.

Çarşamba, Mart 08, 2006

DÜNYA KADINLAR GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN!!!

Daha önce kadınlar günüyle ilgili buraya koyduğum postun resimlerini bazı arkadaşlarımız açamamış.Bu yüzden bana mail ile gelen çok güzel bir slide show’dan yazıları alıp buraya ekledim.İnşallah Beğenirsiniz.

KADINLARDA TEK HATA
Tanrı kadını yaratmaya başladığında zaten altı saatten fazla
mesai yapmaktaydı.

Bir melek geldi ve sordu:"Bununla neden bu kadar zaman
harcıyorsun ki ???"
Tanrı cevap verdi: "Data verilerine baktın mı sen??? Bir kere tamamen
yıkanabilir olmalı, ama hiç bir parça plastik değil, değiştirilebilir 200 den
fazla oynar parçası olacak ve vücudu gerektiğinde diyetkola ve krik-kraklarla
beslendiği halde bile çalışabilecek. Kucağında dört çocuğun ayni anda
oturabilecekleri kadar yer olacak, öpüşü herşeyi iyi etmeye kadir olmalı
- çizilmiş bir dizkapağından kırık bir kalbe kadar - ve bütün bunları da
yalnızca iki elini kullanarak yapacak."
Melek bu kadar talimata şaşırıp kaldı:"Yalnızca iki el mi!? Ve bu da
'Standart bir Model de'??? Bu bir günde üstesinden gelebileceğin bir iş
değil. Bekle, yarın bitirirsin."
"Hayır, beklemiyeceğim" diye itiraz etti tanrı. "Bu kreasyonu çok sevdim
ve bitirmeme de çok az kaldı. Hatta şimdiden kendi kendisini iyileştirebiliyor
ve günde ONSEKİZ saat çalışabiliyor"
Melek biraz yaklaştı ve kadına dokundu, "Ama onu ne kadar yumuşak
yapmışsın, tanrı!"
"O yumuşaktır" diye onayladı tanrı, "ama onu sert'te yaptım. Nelere
katlanabileceğini nelerle başetmesi gerektiğini aklına hayaline bile
getiremezsin."
"Düşünnme kabiliyeti olacak mı?",diye sordu melek.

Tanrı cevap verdi,"Yalnız düşünmek değil, müzakere edebilecek,
karar verebilecek... bir erkekten bile çok daha iyi."

Meleğin bir şey dikkatini çekti, elini uzattı ve kadının yanağına dokundu.
"Oooo, sanırım bu modelde su kaçıran bir yer unutmuşsun. Dedim sana
bu kadar işin bir günde üstesinden gelinmez diye."

"Bu su kaçıran bir yer değil" diye düzeltti tanrı, "bu bir gözyaşı!"

"Gözyaşı ne işe yarıyor?" diye sordu melek.

Tanrı cevap verdi: "Gözyaşı kadının acısını, dertlerini, hayal
kırıklıklarını, sevgisini, yalnızlığını, endişelerini ve gururunu
ifade edebilmesi içindir."
Melek çok duygulandı.: "Tanrım sen bir dahisin. Her şeyi düşünmüşsün.
Kadınlar hakikaten hayret edilecek bir varlık olmuş."

"Evet, kadınlar öyledirler. Kadınların kuvveti ve kabileyetleri erkekleri
hayrete düşürmektir."
Onlar her türlü çaresizliğe ve baskıya dayanıklıdırlar, fakat sevinci,
sevgiyi ve saadeti de içlerinde barındırırlar. Avaz avaz bağırmak
istedikleri vakit gülümserler. Ağlamak istediklerinde şarkılar söylerler.
Mutlu olduklarında ağlarlar ve kızgınlıklarında gülümserler. İnandıkları
şey uğruna savaşırlar. Haksızlıklara baş kaldırırlar. "Hayır" ı kabul
etmezler, eğer bunun yerine başka daha iyi bir cevap verilebiliyorsa.
Korkan bir arkadaşı doktora götürürler.
Ve koşulsuz severler.
Çocukları inanılmaz başarılara ulaşınca ağlarlar ve dostları mükafatlandırılınca
taşkınca neşelenirler. Bir doğum ya da bir evlilik haberi onları sonsuz sevindirir.
Bir dostları öldüğünde kalpleri çıt diye kırılır. Bir aile ferdinin kaybolmasına
üzülürler. Hiç bir çıkış yolu olmadığını bildikleri halde yine de kuvvetlidirler
ve cesaretlerinden bir şey kaybetmezler.
Ve bir öpücüğün ve bir sarılışın kırık bir kalbi hemen iyileştirebileceğini bilirler

Her boyda, renkte ve şekilde kadın vardır. Seni ne kadar düşündüklerini
sana gösterebilmek için sana doğru yürürler, koşarlar, uçarlar.
Kadının kalbi dünyayı güzel ve yaşanabilir bir yer yapar.
Onlar sevinç, neşe, sevgi ve ümidi beraberlerinde getirirler.
Duygusaldırlar ve idealleri vardır.

Daima dostlarının ve ailelerinin yanındadırlar ve onlara sürekli manevi
destek sağlarlar. Kadınların söyleyecek çok önemli şeyleri vardır ve
her şeyi vermek üzere yapılmışlardır.

Neyse ... eğer kadınların bir tek kusuru varsa o da ne kadar kıymetli
olduklarını unutmuş olmaları...
HEPİMİZİN 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN!!!!

Pazar, Mart 05, 2006

BAHAR YORGUNLUĞU!!!

Sevgili arkadaşlar,
Bu aralar diyet bloğumu çok ihmal ediyorum biliyorum, ama bahar geldi böyle oldu.

Bir haftadır ablamla o pazar senin bu pazar benim ,haldır haldır çarşı-pazar dolaşıyoruz. Eh bahar geliyor yeni kıyafetler almak lazım.Hepsini de en az 2 beden küçük alıyorum ki onların içine girebilmek için kendimi zorlayıp biraz kilo verebileyim.
Bu arada bir taraftan da havalar iyice ısınmadan kızıma bir panço örmeye çalışıyorum.
Dalican'ın atkısından da örmeye çalıştım ama ben misinalı şişle ördüm.Tığla örmeyi pek gözüm yemedi.Tabii onu da kızım hemen zimmetine geçirdi.
Daha bir sürü güzel yün aldım.Yemek yemeye fırsat bulamamak için kendimi sürekli birşeylerle oyalamaya çalışıyorum.
SANDIK LEKESİ bloğuma da bir sürü çalışma ekledim.Hobilerle ilgilenen arkadaşların ziyaretlerini beklerim.
Bu bloğun da chatbox'unu değiştirdim çünkü Türkçe karakter problemi vardı.Bir çoğunuzun adına ya da bloğuna uygun da smiley eklemeye çalıştım.Mesela Dalican'ın adına bir tane var.Beni ziyaret eden bütün diyet kardeşlerim için bir tane ekleyeceğim.Hoş görüneceğini düşünüyorum.
Bu arada hala anketimize katılmayan arkadaşlar varsa lütfen katılsın. İsterseniz yorum da bırakabiliyorsunuz.
Şu sıralar aldığım ekstra 2-3 kiloyu verebilmek için kalori hesabı yapıyorum.Sonra ciddi ciddi bir diyete başlıyacağım.Pazartesi veya Salı bir diyetisyene gitmeyi düşünüyorum.Şu sıralar randevu almakla uğraşıyorum.
Bir çoğunuzu çok ihmal ettim ziyaret edip yorum yazamadım ama en kısa zamanda telafi etmeye çalışacağım.Yakında en yeni diyetimde görüşmek üzere:-)

Pazartesi, Şubat 27, 2006

PAZARTESİ NEŞENİZ:-)))


Diyet yaparken vakit daha çabuk geçsin diye mail okuyorum.Bu arada çok beğendiğim mailleri sizlerle paylaşmaya devam ediyorum.Çocuğu olanlar bu yazıyı okurken gülümseyeceklerdir eminim.Olmayanlar ise mutlaka kendi çocukluklarından birşeyler bulacaklardır.

ÖĞRENMENİN YAŞI YOKTUR. ÖĞRENDİKLERİMİZİN ÇOĞUNU ÇOCUKKEN ÖĞRENİRİZ

İYİ YAPILMIŞ BİR İŞİ TAKDİR ETMEYİ
"Bana bakın, gidin birbirinizi dışarıda gebertin, evi daha yeni
temizledim...!!!"

DUALARIN GÜCÜNÜ:
"Yat kalk dua et ki baban müzik setinin bozulduğunu fark etmedi..."

ZAMANA KARŞI YARIŞMAYI:
"O oyuncaklarını topla yoksa bir tekme attığım gibi hepsini karşı
sahilden toplarsın.."


MANTIKLI DÜŞÜNMEYİ
"Ben öyle diyorsam öyledir...!!!"

İLERİ GÖRÜŞLÜ OLMAYI:
"Çıkmadan önce temiz bi çamaşır giy.. yolda Allah korusun başına
birşey gelir kirli çamaşırla etrafa rezil olursun."

HAYATIN TRAJİKOMİK YANLARINI:
"Sen daha orda gülmeye devam et, birazdan ben seni tam güldürücem..."

HAYATIN ÇELİŞKİLERLE DOLU OLDUĞUNU:
"Kapa çeneni ve çorbanı iç ..!!"

DAYANIKLI OLMAYI:
O ıspanak bitene kadar sofradan kalkmak YOK..!!!"

HAVA RAPORU TAHMİNİ YAPMAYI:
" Şu dağınıklığa bak... yabancı biri görse odanın ortasından kasırga
geçmiş sanır..."

ABARTMAYI:
"Sana 500 bin defa söyledim kirli ayakkabılarınla içeri girme diye..!!"

DAVRANIŞ PSİKOLOJİSİNİ:
"Babana çekeceğine biraz bana çekseydin ne olurdu ..."

OLAĞANÜSTÜ DURUMLARA HAZIRLIKLI OLMAYI:
"Dinleme bakalım anne sözü dinleme...!!! "Kafana meteor düşecek kenara
çekil" diye bağırsam onu bile dinlemezsin di mi......!!!!"

KISKANMAYI:
"Dünyada senin annen baban gibi mükemmel bir aileye sahip olmayan, kaç
milyon çocuk var biliyor musun..."

SABIRLI OLMAYI;
"Baban eve gelsin, sen görürsün''

HAKKIMIZI ALACAĞIMIZI;
"Eve vardığımızda ben bilirim sana yapacağımı"

DIYALOG KURMAYI;
"Sana bir şey sorduğumda cevap ver...!!"
"Ne söyleyeyim anne?"
"Sus!! Bana cevap verme!!!"

TIP BILGİLERİNİ:
"Gözlerini şaşı yaparken bir gün öyle kalıvereceksin"

OLGUN OLMAYI;
"Bu tabağın hepsini bitirmezsen asla büyüyemezsin."

GENETİK BİLGİLERİ;
"Sen de o lanet olası babana çektin."

BİLGELİĞİ
"Benim yaşıma gel de anlarsın o zaman."

VE ...ADALETİ;
"Bir gün senin de çocukların olacak.. İnşallah onlar da sana senin
şimdi bana yaptıklarını yaparlar..."


Perşembe, Şubat 23, 2006

SIK SIK TUTAN YEME KRİZLERİ!!!

Arkadaşlar aşağıda tam da benim şu aralarki durumuma uygun bir yazı var. Sizlerle paylaşmayı uygun gördüm. Sık sık diyetimi bozma nedenim belki de budur diye düşünüyorum.Sizler de aynı durumla karşılaşmış olabilirsiniz ,bu yüzden bir okuyun derim ben:-)

Yeme Krizleri

Diyet yapan herkesin başına gelen ara ara tekrarlayan bir yeme davranışıdır. Baskılanan yeme davranışları patlama tarzında bir dalgalanmayla sizi yeme davranışına itebilir. Her ne kadar bu davranışa engel olmaya çalışsanız da bazen engelleyemezsiniz.

Kendiniz psikolojik olarak diyete hazırlamamışsanız diyetiniz sırasında sık yeme krizlerine kapılırsınız. Bu krizleri engellemek için diyet başlangıcında psikolojik olarak iyi bir hazırlık yapmanız gerekir. Diyetinizi uygulama kararlığı bu krizleri kolay atlatmanızı sağlayacaktır.

Diyetinizde mutlaka sizin sevdiğiniz besinlerden oluşan ve tüketim oranları yüksek menülerden oluşmalıdır. Diyetiniz kendinizden parçalar taşımazsa zamanla diyeti uygulamakta zorluklar çekmeye başlayabilirsiniz.

Diyetiniz hazırlarken kendi kişisel özellikleriniz doğrultusunda, vazgeçemedikleriniz için diyetisyeninizle pazarlık yapınız. İstediğiniz besinleri diyetinize eklenmesiyle kendinizi psikolojik olarak daha rahat ve güvende hissedeceksinizdir.

Yeme krizlerini engellemek için mutlaka 6 öğünde sürekli bir yeme düzeni oluşturarak, kendiniz aç hissetmenizi engelleyebilirsiniz. 6 öğün beslenmeyle kan şekeriniz daha kolay düzenleyebilir, hızlı acıkmanızı engelleyebilirsiniz.

Koymuş olduğunuz hedeflere ulaşmak için diyetinize bağlı kaldığınızda ve konulan hedeflere yaklaştıkça diyetinize yemek istediğiniz bazı besinleri ekleyerek yeme krizlerini engelleyebilirsiniz. Diyetinize haftada bir tatlı, kek, pasta, börek ekleyerek kendinize güven verebilirsiniz.

Yaşamınızdaki günlük değişiklikleri diyetinize yansıtmanızı gerekir. Bir iş toplantısına katıldığınızda diyetiniz buna göre düzenleyerek hafif bir yemekle, bir kaç kadeh şaraba göre düzenleyebilirsiniz. Arkadaşlarla toplantılarınızda diyetinizde bulunmayan kek veya pastayı diyetinize ekleyerek günlük hayatınıza devam edebilirsiniz.

Yapacağınız fiziksel aktivitelerinizin zamanı gün içerisinde diyetisyeninizle iyi planlamanız gerekir. Hatalı yapacağınız fiziksel aktivite kan şekerinizde hızlı değişikliklerle aktivite sonrasında kan şekerinizdeki düşmeler neden olur. Bu nedenle kendinizi halsiz hissedebilir yada aç hissetmeniz sağlayabilir. Bu tür hatalı davranışlar diyetiniz yapmanız engelleyebilir yada yaşam kalitenizde düşmelere neden olabilir.

Bulumia olarak adlandırılan bir yeme davranış bozukluğunda; kişiler yemeleri gereken miktarlardan çok daha fazla yemek yerler ve yemek sonrasında bu durumlarından pişman oldukları için yediklerini kusarlar. Diyet yapan kişilerde olduğu gibi belirli aralıklarla çok yeme dürtüleri görülse de diyet yapanlardaki davranışlarla bulumialardaki davranışlarda fark vardır. Diyet yapanlar monotonlaşmadan yada istediklerini yiyemedikleri için çok yerler ve sonradan diyetlerini bozdukları için pişman olurlar. Diyetlerini bozan kişiler ipin ucu kaçtığı için eski alışkanlıklarına dönerler yada diyetlerine devam ederler. Bulumialarda ise bu davranış psikolojik bir saplantı durumuna gelmiştir, psikolojik tedavi almaları gerekmektedir.
(Dyt. Gökmen Gök )